21 Eylül 2008 Pazar

Bir transferin hikayesi


20 Eylül 2008 saat 04.08 (TSİ), Tokyo, Nankatsu Plazada kollar sıvanmış, bakışlar yorgun ve dalgın, pazarlıkta artık noktalara gelinmiş. Herkes transferin bir an evvel sonlanması için canla başla çalışıyor. Başkan Apache’ye çağ atlatacak bir adımın azıcık gerisinde durduklarının farkında, son anda ortaya çıkan pürüzleri gidermeye çalışıyor. Türkiye’ye telefonlar ediliyor, dövizin kuru hesaplanıyor. Saatler tam 05.00’i gösterirken mutlu sona erişildiği haberi, Erenköy’deki Apache Kulüp binasına geliyor.
Apache FC, Brezilya milli takımı, Manchester United, O.Lyon, Barcelona, Boca Juniors gibi devlerin arasından sıyrılarak teknik direktör Tsubasa’ya imzayı attırmayı başarıyor. Neler konuşulmadı ki bu pazarlıkta… Tsubasa 7 ay önceden Türkiye’ye davet edildi. Kendisine Apache tesisleri ve İstanbul gezdirildi. Taraftarlarla imza günleri düzenlendi. Tsubasa buradan ayrılırken çok memnun kaldığını hatta prensipte anlaşmış sayılabileceklerini söyledi. Ancak Apache FC’nin ligde aldığı kötü sonuçlar bu anlaşmayı çıkmaza soktu. Araya Manchester United gibi devlerin dudak uçuklatan teklifleri de girince transfer az daha gerçekleşmeyecekti.

Diğer takımların araya girmesine sinirlenen başkan, uçak parasını denkleştirir denkleştirmez Tokyo’ya giderek bu transferi bitirdi. Tsubasa’nın sözünün eri bir adam olmasının bu sözleşmenin imzalanmasını kolaylaştırdığını ifade eden Adnan Demiryıldırım “ancak eşini ikna etmekte zorlandık.”dedi. Başkan, Apache FC geleceğinin uzun vadede bu anlaşma sayesinde garantiye aldıklarını dile getirdi. Küreselleşmenin gerekliliklerinden kaçılamayacağını, global dönemde global hareket etmek gerektiğini belirten Demiryıldırım, Tsubasa sayesinde Uzak Doğu’ya açılmak istediklerini söyledi.

Bugün sabah saatlerinde İstanbul’a ayak basan Tsubasa ayağının tozuyla öğlen idmanına çıktı. İlk bakışta takımın durumunun oldukça iyi gözüktüğünü söyleyen yeni teknik direktörümüz, takviye istemediğini ifade etti. İlk 15 dakikası basına açık olarak yapılan öğlen antrenmanı daha sonra kapalı kapılar ardında devam etti.

Hiç yorum yok: